Avustralya anakarasının yaklaşık 250 mil güneyinde, Tazmanya'nın dağlık bölgelerinde, dar asfalt yollar, uzak dağ kayalıklarıyla sınırlanmış geniş bir nehir vadisi boyunca ince bir şerit halinde dolanır. İki şeritli patikalar çimenli otlaklarda birbirinden ayrılıyor, güneş ve kuraklıktan ağarmış çıplak, iskelete benzeyen ağaçların yanından geçiyor. Yol boyunca çitlerin üzerinde küçük tabelalar asılı: "Dikkat! Yasak Bölge".
Bu kayıp bölgelerin, dünyanın en büyük farmakolojik pazarlarından birinin başlangıç noktası olan küresel opioid tedarik zincirinin başlangıç halkalarını temsil ettiğini çok az kişi tahmin edebilirdi.
Bu kayıp bölgelerin, dünyanın en büyük farmakolojik pazarlarından birinin başlangıç noktası olan küresel opioid tedarik zincirinin başlangıç halkalarını temsil ettiğini çok az kişi tahmin edebilirdi.
Koyun yüklü kamyonların benzin istasyonunun önünde durduğu Botwell köyünde Will Bignell adında bir çiftçiyle tanıştım. Otuzlu yaşlarında, dağınık saçlı ve parlak yeşil gözlü bir adam olan Bignell ister istemez bir çiftçiydi. Uzun süren bir kuraklığın ortasında ailesinin çiftliğini terk ederek Tazmanya'nın başkenti Hobart'a taşındı ve orada bir aile kurdu.
2009 yılında Bignell çiftliğine saatler süren yolculuklar yapmaya başladı. Beignell, iyi bir çiftçi gibi sığır yetiştirmek yerine meralarını sürdü ve ilaç için özel olarak tasarlanmış bir tür olan afyon haşhaşından ilk mahsulünü ekti.
2009 yılında Bignell çiftliğine saatler süren yolculuklar yapmaya başladı. Beignell, iyi bir çiftçi gibi sığır yetiştirmek yerine meralarını sürdü ve ilaç için özel olarak tasarlanmış bir tür olan afyon haşhaşından ilk mahsulünü ekti.
Bignell, 2016 yılında satılana kadar Johnson & Johnson'ın genişilaç imparatorluğundaki tek tarımsal araştırma projesi olan Tasmanian Alkaloids (Avustralya merkezli bir ilaç şirketi) ile bu özel haşhaş çeşitlerini yetiştirmek için bir sözleşme imzaladı.
Tasmanian Alkaloids bir süre için çiftçilere on binlerce dolar teklif etti. Yetiştiriciler ayrıca Mercedes-Benz ve BMW gibi devlerden en yüksek verime sahip tıbbi haşhaş çeşitlerini üretmeleri için destek aldıklarını bildirdiler. Bignell, bu tür bir yatırımdan elde edilecek uzun vadeli potansiyel kârın Avustralya anakarasındaki genç profesyonelleri adaya nasıl çektiğini görmeye başladı.
Sadece o lanet merinoslar (özel bir Avustralya koyun cinsi) ve güzel yapağı olsaydı, adaya geri döneceklerinden çok şüpheliyim. Bignell'e göre haşhaşla çalışarak çiftçiler tüm ailelerinin geçimini kolaylıkla sağlayabiliyordu. "Sonunda lanet olası bir nakit ödeme alıyorsunuz; bu her çiftçinin hayalidir" diyor.
Tasmanian Alkaloids bir süre için çiftçilere on binlerce dolar teklif etti. Yetiştiriciler ayrıca Mercedes-Benz ve BMW gibi devlerden en yüksek verime sahip tıbbi haşhaş çeşitlerini üretmeleri için destek aldıklarını bildirdiler. Bignell, bu tür bir yatırımdan elde edilecek uzun vadeli potansiyel kârın Avustralya anakarasındaki genç profesyonelleri adaya nasıl çektiğini görmeye başladı.
Sadece o lanet merinoslar (özel bir Avustralya koyun cinsi) ve güzel yapağı olsaydı, adaya geri döneceklerinden çok şüpheliyim. Bignell'e göre haşhaşla çalışarak çiftçiler tüm ailelerinin geçimini kolaylıkla sağlayabiliyordu. "Sonunda lanet olası bir nakit ödeme alıyorsunuz; bu her çiftçinin hayalidir" diyor.
Hasattan sonra, kurutulmuş haşhaş bitkileri işlenerek ham bir öz haline getirilir ve "narkotik hammadde" olarak adlandırılan bu madde üretim fabrikalarına taşınır. Haşhaştabulunan ve "afyon alkaloidleri" olarak bilinen aktif bileşikler farmasötik bileşenlere dönüştürülür ve bunlar daha sonra ağrıyı hafifletmek için reçete edilen ağrı kesiciler haline gelir.
Üreticiler, nalokson ve buprenorfin gibi opioid aşırı dozunu tersine çevirmek ve bağımlılığı tedavi etmek için kullanılabilecek bileşikleri sentezlemek için aynı başlangıç malzemesini kullanır.
Üreticiler, nalokson ve buprenorfin gibi opioid aşırı dozunu tersine çevirmek ve bağımlılığı tedavi etmek için kullanılabilecek bileşikleri sentezlemek için aynı başlangıç malzemesini kullanır.
Tazmanya, en azından başlangıçta, bitki ıslahındaki bir atılım sayesinde sessizce dünyanın önde gelen tamamen yasal opioid tedarikçisi haline geldi. 1994 yılında kimyagerler afyon haşhaşını, oksikodonun kimyasal öncüsü olan thebaine (paramorfin) verimini arttıracak şekilde modifiye ettiler. Daha da önemlisi, bu modifikasyon Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üreticilerin uzun süredir devam eden düzenleyici bir kısıtlamadan kaçınmasına izin verdi.
"Yirminci Yüzyılda Uyuşturucu Ticareti" kitabının yazarı tarihçi William B. McAllister, thebaine'in ilaç şirketlerinin pazar payı kazanmak için uluslararası uyuşturucu kontrollerini atlatmanın yollarını bulmaya çalıştığı bir "düzenleyici girişimcilik" örneği olabileceğini öne sürüyor. "Tasmanian Alkaloids" ve onu izleyen diğer firmalar, resmi anlaşmalara rağmen thebaine'i sessizce sevk edebilmişlerdir çünkü Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi kuralları morfin ithalatını düzenlemekteydi ancak 2000 yılına gelindiğinde thebaine henüz açık bir şekilde kapsama alınmamıştı. Bu uyuşturucu kontrol rejimi, opioid üretiminin patlayıcı büyümesi ve son 25 yılda piyasadaki arz fazlası için gerekli olduğunu kanıtladı.
"Yirminci Yüzyılda Uyuşturucu Ticareti" kitabının yazarı tarihçi William B. McAllister, thebaine'in ilaç şirketlerinin pazar payı kazanmak için uluslararası uyuşturucu kontrollerini atlatmanın yollarını bulmaya çalıştığı bir "düzenleyici girişimcilik" örneği olabileceğini öne sürüyor. "Tasmanian Alkaloids" ve onu izleyen diğer firmalar, resmi anlaşmalara rağmen thebaine'i sessizce sevk edebilmişlerdir çünkü Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi kuralları morfin ithalatını düzenlemekteydi ancak 2000 yılına gelindiğinde thebaine henüz açık bir şekilde kapsama alınmamıştı. Bu uyuşturucu kontrol rejimi, opioid üretiminin patlayıcı büyümesi ve son 25 yılda piyasadaki arz fazlası için gerekli olduğunu kanıtladı.
Janssen Pharmaceuticals, Inc. tarafından yapılan açıklamada, Johnson & Johnson'ın daha önce opioid ağrı kesicilerde bulunan aktif bileşenlerin üretiminde yer alan Noramco, Inc. ve Tasmanian Alkaloids adlı iki yan kuruluşa sahip olduğu belirtildi. Janssen Pharmaceuticals temsilcileri, bu üretim sürecinin sıkı bir şekilde düzenlendiğini ve DEA (Drug Enforcement Administration - ABD Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi) ve dünya otoriteleri tarafından izlendiğini söylüyor.
Bu otoriteler, bu maddeleri içeren ilaçlara duyulan ihtiyacı değerlendirerek düzenlemeleri uyguluyor ve dağıtım kotaları belirliyor ve şirketler her zaman bu düzenlemelere uyuyor. Janssen Pharmaceuticals yaptığı bir açıklamada şunları ekliyor: "Artık bu iştiraklere sahip değiliz ve Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir opioid ağrı kesici ilacın tanıtımınıyapmıyoruz".
Küresel uyuşturucu politikası büyük ölçüde haşhaşları yok etme ve yasadışı uyuşturucu üreten kişileri cezalandırma kampanyaları gibi yasadışı pazarı etkileme yöntemlerine odaklandığından, bu üretimin yasama tarafı orantısız bir şekilde az ilgi görmektedir.
Kathleen J. Friedl, "The Drug Wars in America, 1940-1973" adlıkitabında şöyle yazmaktadır: "Yasadışı piyasayı disipline etmenin en iyi yollarından biri yasal piyasayı düzenlemektir", yani doktor ve eczacıların daha fazla denetlenmesini içeren ve afyon kaçakçılığı ihlalleri için cezai yaptırımlar içeren bir caydırıcılık politikası uygulamaktır.
Bu otoriteler, bu maddeleri içeren ilaçlara duyulan ihtiyacı değerlendirerek düzenlemeleri uyguluyor ve dağıtım kotaları belirliyor ve şirketler her zaman bu düzenlemelere uyuyor. Janssen Pharmaceuticals yaptığı bir açıklamada şunları ekliyor: "Artık bu iştiraklere sahip değiliz ve Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir opioid ağrı kesici ilacın tanıtımınıyapmıyoruz".
Küresel uyuşturucu politikası büyük ölçüde haşhaşları yok etme ve yasadışı uyuşturucu üreten kişileri cezalandırma kampanyaları gibi yasadışı pazarı etkileme yöntemlerine odaklandığından, bu üretimin yasama tarafı orantısız bir şekilde az ilgi görmektedir.
Kathleen J. Friedl, "The Drug Wars in America, 1940-1973" adlıkitabında şöyle yazmaktadır: "Yasadışı piyasayı disipline etmenin en iyi yollarından biri yasal piyasayı düzenlemektir", yani doktor ve eczacıların daha fazla denetlenmesini içeren ve afyon kaçakçılığı ihlalleri için cezai yaptırımlar içeren bir caydırıcılık politikası uygulamaktır.
Uluslararası düzenleyiciler ve DEA, Tazmanyalı tedarikçilerin orijinal kuralları atlattığını fark etti, ancak DEA tedarik yasasındaki boşluğu kapatmak yerine ilaç lobicilerinin istediğini yaptı ve oksikodon için "çıkışı" açık bıraktı.
2011 yılına gelindiğinde Johnson & Johnson, Therapeutic Goods Control Australia'ya gönderdiği bir raporda Tazmanya alkaloidlerinden elde edilen thebaine oranı yüksek haşhaşların oksikodon hammaddesi için küresel pazarın %80'ini sağladığını ve aşırı doz krizinin ilk dalgasına katkıda bulunduğunu belirtti. Tazmanya'da yetiştirilen thebaine'den elde edilen oksikodon Purdue Pharma tarafından OxyContin markasıyla satılmaktadır.
Günümüzde bazı uyuşturucu kontrol uzmanları, opioid analjezik reçetelerini azaltma ve yasal ilaçların saptırılmasını önleme çabalarıyla birlikte artan yaptırım ve güvenliğin, opioid kullanan birçok kişinin pazar değişikliği arayışına girmesine neden olduğunu savunmaktadır. San Francisco'daki California Üniversitesi'nden Dan Ciccarone gibi uzmanlar, bu tür ilaçları kullanan hastaların sayısına ilişkin gerçek verilerle eşleşecek şekilde ilaç ve ilaçların sayısında orantılı bir artış olmadan, bu yaklaşımın opioid kullanan kişilerin fentanil ve diğer sentetik maddeler gibi ev yapımı ürünlere yönelmesine neden olacağı konusunda uyarıyor.
Uyuşturucu pazarındaki arz ve talebi takip eden Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu sekretaryasından Stefano Berterame, ABD'nin opioid politikasının bu tür ilaçların reçetelendirilmesine izin verdiğini ve bunun her zaman rasyonel olmadığını söylüyor.
Ancak INCB, ilgili hükümetlerin kendi ulusal tahminlerini belirlemelerini şart koşuyor ve geleneksel olarak DEA tarafından belirlenen üretim kotalarını belirleme konusundaABD yetkililerine güveniyor,ulusal ihtiyaçlar konusunda iyi bir anlayışa sahipler" diyor Stefano ve biz de ABD tarafından yapılan tahminlere karşı çıkabilecek bir konumda değiliz.
2011 yılına gelindiğinde Johnson & Johnson, Therapeutic Goods Control Australia'ya gönderdiği bir raporda Tazmanya alkaloidlerinden elde edilen thebaine oranı yüksek haşhaşların oksikodon hammaddesi için küresel pazarın %80'ini sağladığını ve aşırı doz krizinin ilk dalgasına katkıda bulunduğunu belirtti. Tazmanya'da yetiştirilen thebaine'den elde edilen oksikodon Purdue Pharma tarafından OxyContin markasıyla satılmaktadır.
Günümüzde bazı uyuşturucu kontrol uzmanları, opioid analjezik reçetelerini azaltma ve yasal ilaçların saptırılmasını önleme çabalarıyla birlikte artan yaptırım ve güvenliğin, opioid kullanan birçok kişinin pazar değişikliği arayışına girmesine neden olduğunu savunmaktadır. San Francisco'daki California Üniversitesi'nden Dan Ciccarone gibi uzmanlar, bu tür ilaçları kullanan hastaların sayısına ilişkin gerçek verilerle eşleşecek şekilde ilaç ve ilaçların sayısında orantılı bir artış olmadan, bu yaklaşımın opioid kullanan kişilerin fentanil ve diğer sentetik maddeler gibi ev yapımı ürünlere yönelmesine neden olacağı konusunda uyarıyor.
Uyuşturucu pazarındaki arz ve talebi takip eden Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu sekretaryasından Stefano Berterame, ABD'nin opioid politikasının bu tür ilaçların reçetelendirilmesine izin verdiğini ve bunun her zaman rasyonel olmadığını söylüyor.
Ancak INCB, ilgili hükümetlerin kendi ulusal tahminlerini belirlemelerini şart koşuyor ve geleneksel olarak DEA tarafından belirlenen üretim kotalarını belirleme konusundaABD yetkililerine güveniyor,ulusal ihtiyaçlar konusunda iyi bir anlayışa sahipler" diyor Stefano ve biz de ABD tarafından yapılan tahminlere karşı çıkabilecek bir konumda değiliz.
Tazmanya yasal düzenlemeyi nasıl engelledi ve opioid ekonomisini nasıl alt üst etti?
Tazmanya'nın küresel opioid pazarındaki yükselişi genellikle adanın konumuna bağlanıyor: 1989 tarihli bir ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi raporuna göre uzaklığı, az nüfusu ve sınırlı ekilebilir arazisi güvenliği destekliyor ve afyon ekiminin genişlemesine doğal sınırlar getiriyor. Ancak Tazmanya Alkaloidleri'nin eski başkanı Brian Hartnett, ilaç üretimi için yetiştirilen haşhaşların Antipodes'te büyümeye başlamasının gerçek nedeninin Amerikan eylemleri olduğunu söylüyor.
Hartnett, "Bu gerçekten de ABD hükümet politikasının bir yansıması" diyor. ABD'li çiftçiler haşhaş yetiştirebiliyordu, ancak 1961 BM Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi ve müteakip uluslararası uyuşturucu kontrol anlaşmaları uyarınca ABD, haşhaş ekimini öncelikle Hindistan, Türkiye, Yugoslavya, Afganistan, Burma, Bulgaristan, İran, Pakistan, Vietnam ve SSCB olarak belirlenen"geleneksel tedarikçilere" yaptırma politikasını sürdürmeyi kabul etti.
1970'lerin sonlarında, Tazmanya'daki hükümet yetkilileri çiftçileri kendi küçük deneysel arazilerinden sözde "geniş arazi" üretimine geçmeye teşvik ederken, geleneksel tedarikçiler listesinde yer almayan Avustralya, BM Narkotik Uyuşturucu Komisyonu'nun daha sonra 1989 tarihli bir raporda belirlediği gibi, "dünyanın meşru ihtiyaçlarının ötesinde" bir uyuşturucu hammaddesi fazlası yarattı."
ABD'liilaç üreticilerinin Tazmanyalı tedarikçileri tercih etmeleri, ABD'nin anlaşma yükümlülüklerine zarar verecekti ve bu nedenle 1981 yılında politika yapıcılar, Tazmanyalı bir alkaloid yöneticisinin"meşhur 80/20 kuralı" olarak adlandırdığıkuralıuygulamaya koydular.
Tazmanya'nın küresel opioid pazarındaki yükselişi genellikle adanın konumuna bağlanıyor: 1989 tarihli bir ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi raporuna göre uzaklığı, az nüfusu ve sınırlı ekilebilir arazisi güvenliği destekliyor ve afyon ekiminin genişlemesine doğal sınırlar getiriyor. Ancak Tazmanya Alkaloidleri'nin eski başkanı Brian Hartnett, ilaç üretimi için yetiştirilen haşhaşların Antipodes'te büyümeye başlamasının gerçek nedeninin Amerikan eylemleri olduğunu söylüyor.
Hartnett, "Bu gerçekten de ABD hükümet politikasının bir yansıması" diyor. ABD'li çiftçiler haşhaş yetiştirebiliyordu, ancak 1961 BM Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi ve müteakip uluslararası uyuşturucu kontrol anlaşmaları uyarınca ABD, haşhaş ekimini öncelikle Hindistan, Türkiye, Yugoslavya, Afganistan, Burma, Bulgaristan, İran, Pakistan, Vietnam ve SSCB olarak belirlenen"geleneksel tedarikçilere" yaptırma politikasını sürdürmeyi kabul etti.
1970'lerin sonlarında, Tazmanya'daki hükümet yetkilileri çiftçileri kendi küçük deneysel arazilerinden sözde "geniş arazi" üretimine geçmeye teşvik ederken, geleneksel tedarikçiler listesinde yer almayan Avustralya, BM Narkotik Uyuşturucu Komisyonu'nun daha sonra 1989 tarihli bir raporda belirlediği gibi, "dünyanın meşru ihtiyaçlarının ötesinde" bir uyuşturucu hammaddesi fazlası yarattı."
ABD'liilaç üreticilerinin Tazmanyalı tedarikçileri tercih etmeleri, ABD'nin anlaşma yükümlülüklerine zarar verecekti ve bu nedenle 1981 yılında politika yapıcılar, Tazmanyalı bir alkaloid yöneticisinin"meşhur 80/20 kuralı" olarak adlandırdığıkuralıuygulamaya koydular.
80/20 kuralı, ABD'li üreticilerin tüm ilaçların yüzde 80'ini Hindistan ve Türkiye'den ithal etmesini gerektirerek bu devlet tekellerine serbest pazar erişimi sağlamaktadır. Bu kuralın aslında daha önemli dış politika hedefleri vardır. Afganistan gibi haşhaş yetiştirilen diğer geleneksel bölgeleri, yasadışı uyuşturucu mahsullerinin üretimini azaltmadıkları gerekçesiyle meşru pazarın dışında bırakmaktadır. Dahası, bu kural bir kısıtlama işlevi görerek, ABD pazarının sadece %20'sini, Avustralya, Macaristan, Polonya, Fransa ve 2008'e kadar eski Yugoslavya'da (o zamandan beri yerini İspanya almıştır) sanayi için hammadde ihraç eden yedi ulusötesi şirkete açık bırakmaktadır, ta ki Tazmanya'da thebaine bitkileri ortaya çıkana kadar.
Morfinin oksikodon içeren bir ilaç sınıfına dönüştürülmesi oldukça zor ve nispeten ucuz olduğundan, 80/20 kuralı thebaine üretimini etkili bir şekilde sınırlandırdı ve bu da bu sözde yarı sentetik farmasötik ağrı kesicilerin üretimini sınırladı. Ardından 1994 yılında Tony Fist adında Tazmanyalı bir alkaloid araştırmacısı binlerce haşhaş tohumunu kimyasal bir çözeltiye koyarak inceledi ve "Norman " adını verdiği mutant bir haşhaş bitkisi keşfetti("Norman" - morfin yok- "morfin yok"ile bir kelime oyunu ).
Morfinin oksikodon içeren bir ilaç sınıfına dönüştürülmesi oldukça zor ve nispeten ucuz olduğundan, 80/20 kuralı thebaine üretimini etkili bir şekilde sınırlandırdı ve bu da bu sözde yarı sentetik farmasötik ağrı kesicilerin üretimini sınırladı. Ardından 1994 yılında Tony Fist adında Tazmanyalı bir alkaloid araştırmacısı binlerce haşhaş tohumunu kimyasal bir çözeltiye koyarak inceledi ve "Norman " adını verdiği mutant bir haşhaş bitkisi keşfetti("Norman" - morfin yok- "morfin yok"ile bir kelime oyunu ).
"Aslında biraz şanslıydık" diyor Fist. Mutant haşhaş morfin yerine thebaine üretti ve Fist'e göre oksikodon üretim maliyetini yarıdan fazla düşürdü. Çiftçiler Norman haşhaşlarının ilk ticari mahsulünü 1997 yılında ekerken, Purdue Pharma tescilli oksikodon ilacı OxyContin'in üretimini agresif bir şekilde artırıyordu.
"Fist, "Eğer thebaine elde edemeselerdi, oksikodon talebini karşılayamazlardı" diyor. Tazmanyalı yetkililere göre opiat ihracatı kesilmedi. Tebaine 80/20 kuralını baypas etti ve bir hükümet yetkilisinin ABC Radio Australia'ya söylediği gibi, "Tebaine talebin artacağına ve özellikle Amerikalıların üretebildiğimiz her şeyi alacağına şüphe yok."
Tam da böyle oldu: 1993 ve 2015 yılları arasında yıllık toplam üretim (DEA'ya göre üretilen toplam opioid miktarı) üç katına çıktı. Hollanda'nın Lopika kentinde uyuşturucu kontrol politikası danışmanı olan Willem Scholten, yaygın olarak reçete edilen yedi güçlü Çizelge II opioid analjezik tüketiminin, miligram morfin birimleri cinsinden ifade edildiğinde, yedi kat arttığını tahmin etmektedir. Sadece oksikodon kotası yılda 3,5 tondan 150 tonun üzerine çıkmıştır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, kişi başına ortalama doz 1999 ile 2015 yılları arasında neredeyse üç katına çıkmıştır.
"Fist, "Eğer thebaine elde edemeselerdi, oksikodon talebini karşılayamazlardı" diyor. Tazmanyalı yetkililere göre opiat ihracatı kesilmedi. Tebaine 80/20 kuralını baypas etti ve bir hükümet yetkilisinin ABC Radio Australia'ya söylediği gibi, "Tebaine talebin artacağına ve özellikle Amerikalıların üretebildiğimiz her şeyi alacağına şüphe yok."
Tam da böyle oldu: 1993 ve 2015 yılları arasında yıllık toplam üretim (DEA'ya göre üretilen toplam opioid miktarı) üç katına çıktı. Hollanda'nın Lopika kentinde uyuşturucu kontrol politikası danışmanı olan Willem Scholten, yaygın olarak reçete edilen yedi güçlü Çizelge II opioid analjezik tüketiminin, miligram morfin birimleri cinsinden ifade edildiğinde, yedi kat arttığını tahmin etmektedir. Sadece oksikodon kotası yılda 3,5 tondan 150 tonun üzerine çıkmıştır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, kişi başına ortalama doz 1999 ile 2015 yılları arasında neredeyse üç katına çıkmıştır.
Bağımlılığın temel nedenleri karmaşıktır ve birçok sosyal faktör de söz konusudur. Bazı bağımlılık uzmanları uyuşturucu kullanımının fiziksel ve psikolojik travma, umutsuzluk ve eşitsizlikten kaçmanın bir yolu olabileceğini öne sürmektedir. Uzun süre ve yüksek dozda opioid reçete edilen hastalar fiziksel bağımlılık riski altındadır.
Arzdaki dramatik değişiklikler oksikodon, oksimorfon ve diğer ağrı kesiciler gibi farmasötik ilaçların yasadışı kullanımına yol açmıştır. Bu ilaçlar birçok sosyal tabakada tercih edilen ilaçlar haline gelmiştir.
2001 yılına gelindiğinde OxyContin "cahiller için eroin" olarak ün kazanmıştır. 2017 yılında ilaç şirketi Mallinckrodt, Adalet Bakanlığı'nın açtığı ve Mallinckrodt'un DEA'ya şüpheli büyüklükteki jenerik OxyContin siparişlerini tespit etme ve bildirme yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia eden birdavayı çözmek için 35 milyon dolar ödemeyi kabul etmiştir. Mallinckrodt iddiaları reddetti.
1999 yılında Tazmanya eyaletinden bir yetkili verdiği bir röportajda, ABD federal düzenleyicilerinin Avustralya'dan tebain ithalatını azaltmak için boşluğu kapatmayı ve yüzde 20 sınırını genişletmeyi düşündüklerini söyledi.
DEA'nın bilimsel danışmanı Christina A. Sunnerud, "DEA80/20 kural değişikliğini araştırdı ve şirketlere bir bildirim gönderdi, ancak daha sonra bunu bu şekilde bırakmaya karar verdik" diyor. DEA, ticari engellerin kaldırılması ve ağrı yönetiminin serbestleştirilmesi gibi kabul edilmesi onlarca yıl veya daha uzun süren değişikliklerin yanı sıra, ilaç şirketlerinin baskısı altında, geleneksel bir opioid düzenleme aracını terk etti.
AmerikaBirleşik Devletleri'ndeuyuşturucu karşıtı bir tarihçi olan Friedl,"Bu karar uyuşturucu düzenlemesinin ilkesine, fikrine aykırıdır" diyor veekliyor: "DEA'nın bu kararı vermesi benim gözümde kesinlikle anlamsız ".Bir talebe yanıt olarak DEA, thebaine'i muaf tutma kararına ilişkin hiçbir belge sunmadı, ancak Kanadalı bir firmadan 2016'da gelen bir mektupta, ajans ABD'nin geleneksel tedarikçileri desteklemeye yönelik sözleşmeye dayalı taahhütlerini yineledi.
Aslında DEA yetkilileri, thebaine için ithalat kotalarının meşru ihtiyaca dayalı olarak haklı olduğunu ve reçete yazma politikasındaki bir değişikliğe yanıt olarak yürürlüğe girdiğini savunuyor.
DEA'nın bilimsel danışmanı Christina A. Sunnerud, "DEA80/20 kural değişikliğini araştırdı ve şirketlere bir bildirim gönderdi, ancak daha sonra bunu bu şekilde bırakmaya karar verdik" diyor. DEA, ticari engellerin kaldırılması ve ağrı yönetiminin serbestleştirilmesi gibi kabul edilmesi onlarca yıl veya daha uzun süren değişikliklerin yanı sıra, ilaç şirketlerinin baskısı altında, geleneksel bir opioid düzenleme aracını terk etti.
AmerikaBirleşik Devletleri'ndeuyuşturucu karşıtı bir tarihçi olan Friedl,"Bu karar uyuşturucu düzenlemesinin ilkesine, fikrine aykırıdır" diyor veekliyor: "DEA'nın bu kararı vermesi benim gözümde kesinlikle anlamsız ".Bir talebe yanıt olarak DEA, thebaine'i muaf tutma kararına ilişkin hiçbir belge sunmadı, ancak Kanadalı bir firmadan 2016'da gelen bir mektupta, ajans ABD'nin geleneksel tedarikçileri desteklemeye yönelik sözleşmeye dayalı taahhütlerini yineledi.
Aslında DEA yetkilileri, thebaine için ithalat kotalarının meşru ihtiyaca dayalı olarak haklı olduğunu ve reçete yazma politikasındaki bir değişikliğe yanıt olarak yürürlüğe girdiğini savunuyor.
Sonuçta, yasal piyasanın kuralsızlaştırılması ve fentanil ile dolup taşan yasadışı opioid karaborsasının hızla büyümesinin ortak bir noktası var: Her ikisi de kar peşinde koşarken halk sağlığını tehlikeye attı.
2011 yılında, opioid piyasası dinamiklerini inceleyen ve Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından finanse edilen Heroin in Transition adlı uzun vadeli bir araştırmaya liderlik eden California Üniversitesi, San Francisco araştırmacısı Dan Ciccarone, sonuçları ilk elden gördü. Bir iş gezisi için Philadelphia'ya uçtu ve neredeyse anında opioid uyuşturucu arayışında olan bir adamla karşılaştı. Ciccarone'nin hatırladığı kadarıyla adam öfkeliydi çünkü doktoru kısa süre önce ona opioid analjezikler yazmayı bırakmıştı.
Hemen meslektaşlarını aradı ve şöyle dedi: "Az önce sizi hayrete düşürecek bir keşif yaptım".
Ciccarone'nin ekibi opioid hap bulamayınca eroine geçen düzinelerce insanla konuşmuş, özellikle de OxyContin'in 2010 yılında değiştirilerek parçalanmasının ve intranazal olarak kullanılmasının zorlaştırılmasından sonra. Çalışmaları 2012'de devam etti ve reçeteli ağrı kesicilerle ilgili olan aşırı doz krizinin ilk dalgasına denk geldi. Ardından ikinci dalga geldi - eroine bağlı ölümlerde artış.
O zamandan beri ABD üçüncü bir dalgaya girdi, fentanil ve yasadışı olarak üretilen opioidler kullanım sıklığında eroini geçti ve 2017'de ABD'de 70.000'den fazla ölümcül aşırı dozla sonuçlandı. Eroin kullanan kişilerin tercihleri olsa da, Ciccarone ve meslektaşları birçok kişinin fentanili istemeden seçtiğine inanıyor. Yakın zamana kadar, arz artana kadar, fentanil için çok az talep olduğunu söylüyor.
2011 yılında, opioid piyasası dinamiklerini inceleyen ve Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından finanse edilen Heroin in Transition adlı uzun vadeli bir araştırmaya liderlik eden California Üniversitesi, San Francisco araştırmacısı Dan Ciccarone, sonuçları ilk elden gördü. Bir iş gezisi için Philadelphia'ya uçtu ve neredeyse anında opioid uyuşturucu arayışında olan bir adamla karşılaştı. Ciccarone'nin hatırladığı kadarıyla adam öfkeliydi çünkü doktoru kısa süre önce ona opioid analjezikler yazmayı bırakmıştı.
Hemen meslektaşlarını aradı ve şöyle dedi: "Az önce sizi hayrete düşürecek bir keşif yaptım".
Ciccarone'nin ekibi opioid hap bulamayınca eroine geçen düzinelerce insanla konuşmuş, özellikle de OxyContin'in 2010 yılında değiştirilerek parçalanmasının ve intranazal olarak kullanılmasının zorlaştırılmasından sonra. Çalışmaları 2012'de devam etti ve reçeteli ağrı kesicilerle ilgili olan aşırı doz krizinin ilk dalgasına denk geldi. Ardından ikinci dalga geldi - eroine bağlı ölümlerde artış.
O zamandan beri ABD üçüncü bir dalgaya girdi, fentanil ve yasadışı olarak üretilen opioidler kullanım sıklığında eroini geçti ve 2017'de ABD'de 70.000'den fazla ölümcül aşırı dozla sonuçlandı. Eroin kullanan kişilerin tercihleri olsa da, Ciccarone ve meslektaşları birçok kişinin fentanili istemeden seçtiğine inanıyor. Yakın zamana kadar, arz artana kadar, fentanil için çok az talep olduğunu söylüyor.
Eki görüntüle SDEov3jG1c.jpeg
Epilog
2016 yılında bir özel sermaye şirketi olan SK Capital Partners, opioid tedarik zincirinde yer alan eski Johnson & Johnson iştirakleri Noramco ve Tasmanian Alkaloids'i satın aldı. Aynı yıl, SK'nın genel müdürü Aaron Davenport, Tasmanian Designer Poppies'i kötüye kullanım için kritik bir caydırıcı olarak gördüğünü söyledi. Satış koşulları gizlidir, ancak firma opioid tedarik zincirinde yer alan şirketlere karşı açılan son eyalet davalarında anılmamıştır.
2019'un başlarında Oklahoma başsavcısı, şirketi aldatıcı pazarlama yoluyla "kamu sıkıntısı" yaratmakla suçlayan davalarda Johnson & Johnson 'ı "yasadaki hırsızlar" olarak nitelendirdi. Davanın iki ay sürmesi bekleniyor. Johnson & Johnson herhangi bir yanlış yaptığını reddediyor. Şirketi temsil eden avukatlar, kamu zararı yasasının kötüye kullanıldığını savunuyor ve şirketin hükümet tarafından düzenlenen ürünleri satmaktan ya da Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan ve diğer şirketler tarafından ilaç hammaddeleri kullanılarak üretilen maddeleri üretmekten, satmaktan veya tanıtmaktan sorumlu tutulamayacağını söylüyor.
Janssen Pharmaceuticals tarafından yapılan açıklamada, "Bu önemli reçeteli ağrı kesici ilaçların tanıtımına ilişkin eylemlerimiz uygun ve sorumluydu" denilirken, "Şirketimize yöneltilen iddialar savunulamaz ve tamamen dayanaksızdır. İddia, düzenleyiciler sorumluluklarından kaçtığı için ilaç üreticilerinin sorumlu tutulamayacağı yönündedir.
2016 yılında bir özel sermaye şirketi olan SK Capital Partners, opioid tedarik zincirinde yer alan eski Johnson & Johnson iştirakleri Noramco ve Tasmanian Alkaloids'i satın aldı. Aynı yıl, SK'nın genel müdürü Aaron Davenport, Tasmanian Designer Poppies'i kötüye kullanım için kritik bir caydırıcı olarak gördüğünü söyledi. Satış koşulları gizlidir, ancak firma opioid tedarik zincirinde yer alan şirketlere karşı açılan son eyalet davalarında anılmamıştır.
2019'un başlarında Oklahoma başsavcısı, şirketi aldatıcı pazarlama yoluyla "kamu sıkıntısı" yaratmakla suçlayan davalarda Johnson & Johnson 'ı "yasadaki hırsızlar" olarak nitelendirdi. Davanın iki ay sürmesi bekleniyor. Johnson & Johnson herhangi bir yanlış yaptığını reddediyor. Şirketi temsil eden avukatlar, kamu zararı yasasının kötüye kullanıldığını savunuyor ve şirketin hükümet tarafından düzenlenen ürünleri satmaktan ya da Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan ve diğer şirketler tarafından ilaç hammaddeleri kullanılarak üretilen maddeleri üretmekten, satmaktan veya tanıtmaktan sorumlu tutulamayacağını söylüyor.
Janssen Pharmaceuticals tarafından yapılan açıklamada, "Bu önemli reçeteli ağrı kesici ilaçların tanıtımına ilişkin eylemlerimiz uygun ve sorumluydu" denilirken, "Şirketimize yöneltilen iddialar savunulamaz ve tamamen dayanaksızdır. İddia, düzenleyiciler sorumluluklarından kaçtığı için ilaç üreticilerinin sorumlu tutulamayacağı yönündedir.
Bu arada FDA, üreticileri opioid suiistimalini caydırıcı ilaçlar geliştirmeye teşvik etmeye devam etmektedir. Araştırmacılar, reçeteli opioidlerin değiştirilmesini ve kurcalanmasını daha zor hale getirme stratejisinin bazen etkili olsa da paradoksal ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini öne sürmektedir. Düzenleyici piyasa güçlerine güvenmeye devam edilmesi, kamuoyunun mevcut düzenleme ve kısıtlamaların mevcut krizi çözeceğine inanmasına yol açmaktadır.
Botwell, Tazmanya'ya geri dönelim. Deniz seviyesinden yaklaşık 3.000 fit yükseklikte, kimsenin dünyanın öbür ucundaki müşterileriyle Will Bignell gibi iletişimde kalamadığı bir köye: Yakındaki bir tepeden sinyal yayıyor ve diğer meslektaşlarıyla iletişim kurmak için forumlara giriş yapıyordu. Bignell, haşhaş mahsulünden daha yüksek dozda uyuşturucu bileşikleri elde etmek için çiftliğinin üzerinde insansız hava araçları kullandı ve tek bir lastik izini görebilecek kadar yüksek çözünürlükte hava fotoğraflarını inceledi.
Haşhaş, Bignell'in şu anda yaşadığı ve çalıştığı aile çiftliğine dönme kararının merkezinde yer alıyordu. 2017'nin sonlarında onu aradığımda bana "Hayalini yaşa" dedi. O gün Bignell sadece tarlasını sürüyordu. Zamanla, geçimini sağlayacak araçlara sahip olmanın sorgulanmaya başladığını fark etti. Bir gün Florida'da internetten tanıştığı bir arkadaşıyla sohbet etmeye başlamış ve ona sormuş:
- Afyon yetiştiriyor musun?
- Evet, hem de çok fazla yetiştiriyorum. Dünyanın en büyük tedarikçilerinden biriyim. Amerika'ya tedarik ediyoruz ve çok miktarda tedarik ediyoruz.
- Vay canına, bu konuda ne düşüneceğimi bilemiyorum. Kız kardeşimin üç yıl önce aşırı dozdan öldüğünü biliyor musun?
Sonra Bignell bana şöyle dedi: "Böyle şeyler duymak çok üzücü." Arka planda arabaların gürültüsünüduyabiliyordum. Bignell arabayı sabit bir hızla sürüyor, gelecek yılın mahsulü için toprağı çeviriyordu. Elleri direksiyonda değildi ve otomatik pilotta sürüyordu.
Botwell, Tazmanya'ya geri dönelim. Deniz seviyesinden yaklaşık 3.000 fit yükseklikte, kimsenin dünyanın öbür ucundaki müşterileriyle Will Bignell gibi iletişimde kalamadığı bir köye: Yakındaki bir tepeden sinyal yayıyor ve diğer meslektaşlarıyla iletişim kurmak için forumlara giriş yapıyordu. Bignell, haşhaş mahsulünden daha yüksek dozda uyuşturucu bileşikleri elde etmek için çiftliğinin üzerinde insansız hava araçları kullandı ve tek bir lastik izini görebilecek kadar yüksek çözünürlükte hava fotoğraflarını inceledi.
Haşhaş, Bignell'in şu anda yaşadığı ve çalıştığı aile çiftliğine dönme kararının merkezinde yer alıyordu. 2017'nin sonlarında onu aradığımda bana "Hayalini yaşa" dedi. O gün Bignell sadece tarlasını sürüyordu. Zamanla, geçimini sağlayacak araçlara sahip olmanın sorgulanmaya başladığını fark etti. Bir gün Florida'da internetten tanıştığı bir arkadaşıyla sohbet etmeye başlamış ve ona sormuş:
- Afyon yetiştiriyor musun?
- Evet, hem de çok fazla yetiştiriyorum. Dünyanın en büyük tedarikçilerinden biriyim. Amerika'ya tedarik ediyoruz ve çok miktarda tedarik ediyoruz.
- Vay canına, bu konuda ne düşüneceğimi bilemiyorum. Kız kardeşimin üç yıl önce aşırı dozdan öldüğünü biliyor musun?
Sonra Bignell bana şöyle dedi: "Böyle şeyler duymak çok üzücü." Arka planda arabaların gürültüsünüduyabiliyordum. Bignell arabayı sabit bir hızla sürüyor, gelecek yılın mahsulü için toprağı çeviriyordu. Elleri direksiyonda değildi ve otomatik pilotta sürüyordu.