BBgate Afrika'ya gidiyor

[Brain]

Bir bitki psychedelic'i Gabonluların atalarıyla iletişimde kalmalarına nasıl yardımcı oluyor ve beyazların bununla ilgilenmesine neden olan şey nedir?

Neema Paul Tombi, Gabon Geleneksel Tıp Derneği'nin başkanı, Afrika saykodelik tarikatı Bwiti'nin bir rahibi, Membe halkının kralının oğlu ve asıl mesleği elektrikçi. BBgate editör ekibi Afrikalı şamanın anavatanına giderek kendisiyle konuştu.

- Okuyucularımıza bwiti'nin ne olduğunu anlatalım. Birçok kişi bunun kutsal bir bitki olan iboganın kullanımına dayanan bir kült olduğunu bilir. Bazı ülkelerde bu bitkinin alkaloidi (ibogain) yasaklanmıştır. Ancak bilim insanları uzun zamandır bu bitkinin özellikleriyle aktif olarak ilgileniyor ve örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı uyuşturucu bağımlıları, şiddetli uyuşturucu bağımlılığı formlarını hafifletmek için kullanımını destekliyor. Bize ibogayı birçok farklı işlevi yerine getirdiği sistemin içinden anlatın.

- Bwiti çok eski bir gelenek. Evet, iboga bizim için büyük önem taşıyor. Kutsal bir bitki olduğuna inanıyoruz, şu anda resmi olarak tedavi edilemez olarak kabul edilenler de dahil olmak üzere çok sayıda hastalığı iyileştirebilen canlı bir şey. Ancak iboganın ibogadan izole edilmesine, bazı insanların bu maddeyi bitkinin geri kalanı olmadan, bağlamından kopararak kullanmasına şüpheyle yaklaşıyorum. Bu, iboganın bütünüyle önemli olduğuna dair bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor.

Gabon'da bu bitki şifa için her seferinde biraz ve bwiti'ye inisiyasyon için önemli miktarlarda kullanılır. İnisiyasyon sırasında kişi kendi içinde belirli bir sınırı aşar, dünyaların sınırını geçer. İboganın böyle bir özelliği vardır - kişinin sorularıyla yüzleşmesini, onları yeniden düşünmesini sağlar. Vizyonlar tarafından ziyaret edilir, ruhlar ona gelir ama burada her şey tamamen bireyseldir ve farklı insanlar farklı şeyler görür.

Kişi inisiyasyonu geçtikten sonra bir baanzi, bir bwiti takipçisi olur. Bu geleneğe bu şekilde girer ve ileride onu başka inisiyasyonlar da bekleyebilir, çünkü iboga kişinin hayattaki amacını anlamasını sağlar ve içsel yeteneklerini ortaya çıkarır.

- İboganın kardiyotoksik bir bitki olduğu bilinmektedir ve büyük miktarlarda tüketilmesi tehlikelidir.Bwiti bakanları bir kişiye verdikleri iboga miktarını nasıl düzenliyor?

- Biz ibogayı zehirli bir bitki olarak görmüyoruz. Ancak bir ayine karar vermeden önce kişinin kilosuna ve sağlığına bakarız. Kalbi zayıf olan kişiler bu ayine katılmamalı. Ayrıca kişiye doz doz verir ve tepkisine bakarız.

- Geleneksel Gabon kültürünün önemli bir parçası da ölülerin ruhlarına saygı göstermektir.İnisiyasyonlarda insanlar sıklıkla ölmüş atalarını görürler.Bwiti için ölüm ne anlama geliyor?

- Her gün ölümle birlikte yaşıyoruz. Herzaman atalarımızla iletişim halindeyiz.

"Süreklilik ve kopuş arasında bir şeyi temsil eden ve hem devam eden hem de geçilmesi gereken yol olan kavşak metaforu vardır. Sürekliliği daha da çok çağrıştıran bir imge de yaşam ve ölümü birbirine bağlayan göbek bağıdır. Göbek bağı bwiti'de her zaman mevcuttur ve kırmızı beyaz bir yam örgüsü ile temsil edilir. Bele takılır ve soyun sayıldığı dua sırasında sol elde tutulur. Ne de olsa soy, mecazi anlamda, insanları birbirine, atalarına ve ölüler diyarındaki büyük tanrılara bağlayan uzun bir göbek bağıdır.

Bir baanzi öldüğünde, onu kendi dünyasında karşılayacak olan tüm ataları uyarmak için soyağacı konuşulur. Bu ritüel soy için "yolu temizler". Ölümün kapılarını açmak (kutu mbf awu) olarak adlandırılan bu okuma, şarkı döngüsünde tekrar eden bir motiftir... Son olarak, bir başka imge daha vardır, inisiyasyon sırasında kullanılan ayna... ve bu aynada ata, aslında inisiyenin bir yansıması, iboga ile seansın son aşamalarında belirir.Bu imge yalnızca sürekliliği değil, aynı zamanda yaşayanların ölülerle birliğini de ima eder".
- J. Fernandez, "Bwiti: Afrika'da Dini Hayal Gücünün Etnografyası"

- Sömürge döneminde bir süre için bwiti kültü yasaklandı. Ancak bağımsız Gabon'un ilk cumhurbaşkanı, 1961'de cumhuriyeti devralan Leon Mba bir bwiti takipçisiydi.Onun kişiliğinin geleneğinizin gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi oldu mu?

- Hayır, herhangi bir etkisi olduğunu söyleyemem. Elbette Leon Mba bir bwiti olduğu için pek çok insan neşeleniyor ve bazı insanlar için bu bir gurur meselesi olabilir. Ancak geleneğimizin kendisi etkilenmedi.

- Gerçek şu ki, hiçbir zaman kesintiye uğramadı, bilgi gizlice de olsa her zaman aktarıldı. Monsenyör Volker [André Raponda Volker, Mpongwe kökenli Katolik bir rahip, etnograf ve kültürel aktivisttir] gibi bazı misyonerler de dahil olmak üzere pek çok düşmanımız vardı ve vakfı Gabon'da çalışmaya devam ediyor. Çeşitli kötü şeylerle suçlandık, ancak bizi yasaklamak ve bastırmak mümkün değildi, çünkü faaliyetlerimiz iyilik içindi ve bwiti halkın kültürünün önemli bir parçasıdır. Bununla birlikte, misyonerler arasında sadece bwiti karşıtları değil, aynı zamanda oldukça olumlu eğilimli insanlar da vardı ve hatta bazıları bwiti'nin taraftarı oldular. Örneğin, Monsenyör Albert Schweitzer.

-Büyük hümanist ve Nobel Ödülü sahibi Dr. Schweitzer'den mi bahsediyorsunuz?

- Evet, Gabon'da çok saygı duyulan, hatta saygı duyulduğu söylenebilecek bir adamdır. Halk onun hakkında minnettar bir anıya sahip. Schweitzer bir müzisyen, bir doktor ve bir Hıristiyan misyonerdi. Afrika'ya insanları tedavi etmek, büyük salgın hastalıklar sırasında onları kurtarmak için geldi ve çok başarılı oldu. Bwiti geleneği, Schweitzer'in Gabon halkının güvenini kazanmasına, statü elde etmesine ve Avrupa'da edindiği bilgilerle birleştirerek uyguladığı bilgilere yardımcı oldu.

- Schweitzer'in hastalarda yorgunluğu gidermek için düşük dozlarda ibogain kullandığı biliniyor.Ayrıca, o zamanlar Fransız farmakologlar tarafından yasal olarak üretilen ibogain'e, Dr. Schweitzer'in ünlü kliniğinin bulunduğu bölgenin adından esinlenerek "Lambarene" ticari adı verilmiştir.Ancak fark etmediğim şey, Schweitzer'in bwiti'ye sadece bir gözlemci olarak aşina olmadığı idi...

- Schweitzer'in bwiti yolunu seçmekten başka çaresi yoktu, çünkü ilk olarak Gabon halkı ile ortak bir dil bulması gerekiyordu ve ikinci olarak yorulmadan ülkemizin şifalı bitkilerini inceledi ve bunları uygulamalarında kullandı. Bu konuda özel bir şey yok, çünkü bwiti farklı görüşlerden insanlara açık. Bu yüzden de bwiti'nin bir din değil bir gelenek olduğuna inanıyorum. Aslında farklı görüşler var ama ben buna inanıyorum.

Gerçek şu ki, bwiti taraftarları arasında çok çeşitli dinlerin temsilcileri var.

Bize Katolikler yaklaşıyor ve Benin, Togo ve Nijerya'daki voodoo taraftarlarıyla temas halindeyiz. Bwiti takipçilerinin çoğu aynı zamanda vaftiz edilmiştir. Bwiti yüzyıllardır var olan, Bantu halklarının eski ve saygın bir geleneğidir. Gabon topraklarındaki dinler daha sonra gelmiştir. Buna ek olarak, biz Bwiti halkı artık farklı dinleri ve kültürleri inceliyor ve onlardan bir şeyler alabiliyoruz. Örneğin, Budizm'i inceledik ve şimdi kendi Buda'mız var.

- Ya kendi Meryem Ana'nız?

- Hayır, yok ama Kutsal Bakire'yi anımsatan çok benzer bir şey var.

- Etnologlara göre, Bantu halkları iboga kullanma pratiğini Pigmelerden almıştır.Bu durum bazı efsanelere de yansımıştır; örneğin ilk iboga çalısının öldürülen bir Pigme erkeğinin kalıntılarından elde edildiği ve karısının bitkinin parçalarını yiyerek onun ruhuyla ve atalarının ruhlarıyla konuşabildiği efsanesi gibi.Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?

- Evet, geleneğimiz Pigmelerden geliyor. Onlar ormanın bilgeliğinin ilk taşıyıcılarıydı. Bantular bu topraklara geldiklerinde orman sakinleri Pigmelerle karşılaştılar ve bilgilerini onlara aktardılar.

- Şu anda Pigmelerleilişkiniz nasıl?

- Bilgi aktarımı süreci durmadı. Ormanda yaşayan, rahatsız etmediğimiz, dokunmadığımız, ormanla, yaşamlarıyla baş başa bıraktığımız insanlar var. Ve Pigmeler artık elbette bwiti ritüellerine katılıyorlar.

Pigmelerdençok şey öğrenmeye devam ediyoruz. Kendiyaşam tarzımızı Pigmelerinkiyle karıştırmıyoruz, onların yaşamlarına müdahale etmiyoruz ama onlarla iletişim kuruyoruz.

Libreville'den [Gabon'un başkenti] yürüyerek üç günde ulaşılabilen bir Pigme orman yerleşimi var. Ulaşım yok ve oraya ulaşmak oldukça zor. Bazen bu köyden pigmeleri törenlerimize davet ediyoruz. Onların özel bilgileri var. Ben de ormanda pigmelerin arasında yedi ay geçirdim, tabiri caizse bu bir fedakarlıktı, benim katkımdı. Şimdi orada edindiğim bilgiler sayesinde insanları iyileştirebiliyorum.

- Bwiti'de şifacılar dışında başka ritüel uzmanları da var mı?

- Elbette. Farklı yollar ve bir hiyerarşi var. Önce bir baanzi, sonra bir combo ve ancak ondan sonra benim gibi bir nima olursunuz. Bir nima, ormanın ruhunu alan ve onu insanları iyileştirmek için kullanan kişidir. Belli aşamalarda kendinize neyin daha yakın olduğunu fark ediyorsunuz ve bir şifacı değil, örneğin bir durugörü ve falcı olabiliyorsunuz. Bwiti'de pek çok farklı bilgi ve yön vardır. Ben bwiti gonde'ye, yani ay bwiti'sine aitim ve ay ile özel bir ilişkimiz var. Bir de nganga terimi var. Daha çok köylerde kullanılır. Tıpkı doktora gittiğiniz gibi, sağlık sorunlarımızı çözmek için nganga'ya gideriz. Ben de bir ngangayım.

-Dr. Schweitzer bir baanzi miydi yoksa bir nimah mı?

- Baanzi ile başladı ve sonra daha da yükseldi.

- Siz nasıl bir nimah oldunuz?

- Önce babamdan öğrendim. Sonra diğer zeki insanlar bu gelenek hakkındaki bilgilerini bana aktardılar. Babam Jean Tsanga Membe etnik grubunun büyük bir şamanı ve kralıydı. Kısa bir süre önce vefat etti. Şimdi kral gitti ve biz yeni bir kral bekliyoruz, görevi devralacak sorumlu bir kişi arıyoruz. Bu çok zor bir prosedür ve Membe için çok ciddi bir rol.

- Kaç kişiyi tedavi ettiniz ve kaç kişiyi bwiti kültüne kabul ettiniz?

- Size kaç kişinin tedavi edildiğini söyleyemem, ancak tüm ziyaretçilerin kaydını tuttuğum ve hepsinin imzaladığı bir defterim var. Bwiti'ye inisiye olanlara gelince, yaklaşık yüz kişi.

- Bwiti üstatlarının uzmanlıklarını sıraladınız, durugörü ve şifa vermeyi saydınız.Savaş büyüsü ile ilgili herhangi bir uzmanlık var mı? Bwitirahipleri birbirlerine saldırırlar mı, savunma yaparlar mı?

- Saldırmak ve saldırıyı püskürtmek için bazı prosedürler var. Ama bizim böyle bir uzmanlık alanımız yok. Genel olarak hepimizin koruduğu ana şey bwiti. Bwiti de bizi koruyor, bize güç veriyor. Evet, bazı bwiti yönleri arasında çatışmalar var. Bu rekabet olabilir, ancak daha çok farklı ideolojik yaklaşımlar, yani bwiti'ye nasıl hizmet edileceğine dair görüş farklılıkları söz konusudur. Ancak genel olarak bwiti, Gabon'da 70 etnik grup olmasına rağmen tek bir barışçıl ulus olmamıza yardımcı oluyor.

- Geleneksel şifacılar geleneksel tıp ile işbirliği yapıyor mu? Gabonlu şifacılar beyaz önlüklü doktorlarla birlikte mi çalışıyor?

- Evet, böyle bir işbirliği var. Bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Dünya Sağlık Örgütü'nün himayesinde doktorlar ve şifacılar arasında toplantılar düzenleniyor. Almanya ziyaretimden sonra Gabon'da bir yere, Franceville'deki Masoukou Tıbbi Araştırma Merkezi'ne gideceğim ve orada diyabet ve tansiyon sorunlarının nasıl tedavi edileceğini öğreneceğim.

- Gabon'da ibogain tedavisini ngangaların değil de doktorların kullandığı klinikler var mı?

- Hayır, böyle klinikler yok. Şamanlar ve doktorlar arasındaki işbirliğinin henüz çok başındayız. Şuanda tüm şifacılarımızı listelemeye başladık, ancak toplum örgütlerimizin önünde çok iş var.

- Son zamanlarda bwiti, dünyanın dört bir yanından Gabon ve Kamerun'a seyahat eden pek çok ruhani arayışçının ilgisini çekti - bazıları içgörü için, diğerleri ise sadece özel hisler ve egzotizm için. Pratiğinizde diğer kültürlerden insanlarla ilginç deneyimler yaşadınız mı?

- Genel olarak inisiyasyon kişiyi her zaman değiştirir. Bize bazı inançlarla gelir ve başka inançlarla ayrılır. Bazı özellikleri ayırmak zor, çünkü her insanın kendine özgü bir kaderi var... Ama Christophe Matelet adında bir adamla ilgili ilginç bir hikaye vardı. Beyaz adamın askeri üssünde görev yapan bir Fransız'dı. Askeri yapıda eğitim aldı, ülkesine gitti, Avrupa'da dolaştı ve aniden Gabon'a geri dönmesi gerektiğini fark etti. Benimle yaşadı, inisiyasyon sürecine girmedi, sadece bizi izledi, bazen iboga yedi. Bizi inceliyordu. Sonunda bwiti'de inisiyasyon almaya karar verdi ve ardından Libreville'de kaldı. Bir yıl sonra Christophe Fransız vatandaşlığından çıktı, Gabon vatandaşlığını aldı ve şimdi ülkemizde yaşıyor, Gabonlu bir kadınla evlendi, iboga ve bwiti dansları üzerine çalışıyor.

- Kısa birsüre önce geldiğiniz Almanya'nın nesini sevdiniz?

- Misafirperverlik. Buraya gelirken çok zor olacağını, etrafımda anlamadığım, yabancı dil konuşan bir sürü insan olacağını düşünmüştüm. Ve gerçek şu ki Almanya Afrikalılara çok açık değil. Burada bizim hakkımızda pek bir şey bilmiyorlar. Ama sonuçta ziyaretim iyi geçti ve herkese minnettarım.

-Sohbet için teşekkür ederim.

İlgilenen okuyucuların BBgate'teki diğer Ibogain yayınlarımıza da göz atmaları tavsiye edilir. Iboga bilimsel açıdan son derece ilginçtir ve tıp alanında umut vaat etmektedir.

 

[neuro]

İbogain kendi başına kardiyotoksik değildir, çünkü kalp miyositlerinin hücre ölümüne neden olarak kalbin elektriksel iletimine müdahale eder. Birçok ilaç bunu yapabilir, bu nedenle bu elektriksel anormalliğe neden olan ilaçları karıştırmamak akıllıca olacaktır. Buna "Uzamış QT (veya QTc - düzeltilmiş QT)" denir. Eminim herkes EKG/EKG'de kalp trasesinin nasıl göründüğüne aşinadır. Kalbin tepe noktaları PQRST harfleriyle gösterilir, P dalgası Atria'ya (kalbin üst odacığı), QRS ise kalpten dışarı kan pompalayan ventriküle karşılık gelir ve T dalgası da kalp sinirlerinin (sinüs düğümünden kaynaklanan) etkisiyle tekrar pompalamaya hazır hale gelen ventrikülün repolarizasyonudur. Bazı ilaçların yapabileceği şey, kalp miyositlerinin pompalamasında rol oynayan iyon kanallarını bozmaktır. Q dalgası ve T dalgası (ventriküllerin depolarizasyonu ve repolarizasyonu) arasındaki süre genişlerse, bu temel olarak elektriksel zamanlamayı ve kalbin atışını daha iyi tanımlamanın bir yolu olmadığı için senkronizasyondan çıkarabilir. Bu durum ventriküler fibrilasyona yol açabilir; ventrikül, özellikle de sol ventrikül, fibrilasyon (neredeyse titreme gibi) nedeniyle odacığından yeterince kan pompalayamaz.

Uzamış bir QT/QTc'nin tehlikeli olabilmesi için kalp atış hızının yaklaşık 60 bpm'ye düşmesi gerekir ve çoğu zaman QT dalgasını uzatan ilaçlar da kalp atış hızını yavaşlatma eğiliminde olacaktır, bu nedenle kalp atış hızı uzamış bir QT aralığı ile birlikte 60 veya altına düşerse, ventriküler fibrilasyona girme olasılığınız yüksektir. Bununla birlikte, QT/QTc aralığınız uzamışsa, kalp atış hızınız yaklaşık 60bpm'nin üzerinde kaldığı sürece, ventriküler fibrilasyon geçirme riski (ve ardından harici bir defibrilatör tarafından şoklanmanız gerekmesi) neredeyse sıfır değilse bile çok düşüktür.

İbogain'i birkaç kez denedim, çok ilginç bir ilaç. Doğal olarak uzun bir QTc'ye sahip değilim ve QT aralığını uzatan herhangi bir ilaç kullanmıyorum. Görünüşe göre Bwiti uygulayıcıları ibogainin kalbe müdahale ettiğini biliyorlar ve bu nedenle herhangi bir kişi iboga ayininden geçmeden önce, birkaç gün boyunca "Vagus Siniri Egzersizleri" yapıyorlar, tabiri caizse, vagus sinirini harekete geçiren ve kalp atış hızının yavaşlamasına neden olan "aşağı inmelerini" sağlıyorlar. Bunu birkaç gün yaptıktan sonra, birkaç günlük vagus siniri aktivasyonu için bir geri tepme telafisi olacaktır, bu şekilde, günler süren vagus siniri aktivasyonundan sonra kalp atış hızları biraz daha hızlı olacaktır. Bu şekilde, Iboga QT aralığının uzamasına neden olduğunda, kalp hızı büyük olasılıkla 60bpm'nin üzerinde kalacak ve kalbin elektrik sistemi ve miyositlerin kendi içsel atım hızı uyumsuz veya senkronize hale gelmeyeceğinden, ventriküler fibrilasyona girme riskini tamamen olmasa da büyük ölçüde azaltacaktır. Bu da karıncıkların sinüs düğümü/kardiyak sinirlerin neden olduğu pacing'den kurtulmasına ve senkronize olarak kasılmayan tüm miyositlerin koordinasyonsuz hareketleri nedeniyle düzensiz atmaya başlamasına yol açar.

Reçeteyle herhangi bir ilaç kullananlar, ilacın QT aralığının uzamasına neden olup olmadığını kontrol etmeli ve QT aralığını uzatarak çok uzun bir aralığa yol açan başka ilaçlar eklemeden önce bu konuda dikkatli olmalıdır. Birçok ilaç bunu yapabilir, Metadon'un bunu yaptığı bilinmektedir, bazı antidepresanlar bunu yapar ve hatta bazı antibiyotikler bile bunu yapar. İlaçlar neden olmadan "doğal olarak" uzamış bir QT aralığına sahip olup olmadığınızı görmek için bir EKG yaptırmak ideal olsa da, bazı insanlar bunu yapar, bilmek iyi olurdu, ancak Iboga'yı kendi başımıza deneyecek olsaydık, çoğumuzun önceden bir EKG'yi ne kadar kolay yaptırabileceğinden emin değiliz. Ancak bağımlıları ibogain ile tedavi eden inziva yerlerinin birçoğu, QT aralığınızın zaten genişlemiş/uzamış olup olmadığını görmek için bir ilaç envanteri ve başlangıç EKG'si yapacaktır. Daha sonra kalp atış hızınızın, QT aralığının uzamasının sorun yaratacağı 60 bpm aralığına düşmediğinden emin olmak için yakından izlenirsiniz.

Sadece bunu biraz açıklığa kavuşturmak istedim, çünkü bu kendi başına "kardiyotoksik" değildir, bu genellikle ilaçların doğrudan kalp hücrelerinde ölüme / hasara neden olduğu anlamına gelir, bu durumda ilaç elektrik iletim sistemine müdahale eder ve birçok ilaç bunu yapabilir. Bu nedenle, kendi temel QT aralığınızı ve QT aralığının uzamasına neden olan ilaçlar kullanıyorsanız QT aralığınızın ne olabileceğini bilmek ve daha sonra bir defibrilatörle şok verilmezse ventriküler fibrilasyon ve ani ölüm riski altında olduğunuzu akılda tutarak Ibogaine alma konusunda hesaplanmış riskinizi / kararınızı vermek iyi bir fikirdir veya haert'in daha hızlı atmasını sağlamak için daha düşük elektrik şokları veren "pacer" adı verilen bir şey takın.


BBgate'e sağlık/iyilik/zarar azaltma konusunda yardımcı olmaktan mutluluk duyarım, çünkü tıp alanında, özellikle de nöroloji ve nörofarmakoloji alanlarında belirli bir eğitimim ve deneyimim var, ne demek istediğimi anlıyorsanız, ben bir hemşire, doktor asistanı, paramedik veya pratisyen hemşire değilim, bu insanlardan daha fazla eğitim ve öğretimim var, ne demek istediğimi anlıyorsanız.